2 Ağustos 2010 Pazartesi

FATİH BEYHAN VEFAT ETTİ...


Uzun bir süredir tedavi gören BOLU BÖBREK VE DİYALİZ HASTALARI YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ Başkanı Fatih BEYHAN Vefat etti.

Beyhan ın Cenazesi 27 Temmuz Salı günü Bolu da Kılınacak öğle ve Cenaze namazı sonrasında Şehitler Mezarlığında Defin edilecek.


Merhuma Allah tan rahmet Ailesine ve yakınlarına Baş sağlığı dileriz.

13 Temmuz 2010 Salı

Sağlık Oacağımız !


Köyümüze yeni gönderilecek olan ebelerimizle kullanılmaz durumda olan sağlık ocağımız aktif hale gelecektir. Umarım tüm köyümüz için hayırlı olur.

11 Temmuz 2010 Pazar

Köylümüz Sabri Cantürk vefat etti..


Mudurnu İlçesi Yeniceşıhlar Köyünden Cihan,Sinan ve Kenan CANTÜRK'ün Babaları Ahmet,Mehmet,Kemal,Erol ve Fatma CANTÜRK ün Ağabeyleri Sabri CANTÜRK vefat etti
.
Sabri CANTÜRK'ün Cenazesi bu gün 5 Temmuz 2010 Pazartesi günü İkindi Namazına Müteakiben kılınacak Cenaze namazı sonrasında Toprağa verilecektir.

Merhuma Allah Tan Rahmet Ailesine ve Yakınlarına Baş sağlığı dileriz.



Baş sağlığ mesajı için Mehmet CANTÜRK : 05322813514


Erol CANTÜRK 0 536 612 07 68

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Muhtarımız


Geçtiğimiz yıl Mudurnu İpekyolu Festivalinde Güreş ağalığına seçilen Yeniceşıhlar Köyü Muhtarı Erol CANTÜRK bu gün Mudurnu Esnafını hem yarınki Güreşlere Davet etti hemde destek istedi.

Pehlivanlar ile birlikte Mudurnu Esnafını gezen Güreş Ağası Erol CANTÜRK tüm halkımızı yarınki Mudurnu Tevfik Türesin Stadındaki Güreş Müsabakalarına bekliyoruz dedi.

29 Haziran 2010 Salı

HACET BAYRAMI GÖRÜNTÜLERİ

Hacet Bayramı Büyük bir Katılımla Gerçekleştirildi..


Bolu nun Mudurnu ilçesi Yeniceşıhlar köyünde yapılan Hacet bayramına Mudurnu Merkez ve çevre köyler den gelenlerin yanı sıra il dışından da katılımlar oldu.

Yeniceşıhlar köyü nufusuna kayıtlı olup iş gereği il dışında olanlar Köylülerinin düzenlediği Hacet Bayramı sebebiyle köylerine gelerek uzun süredir görmedikleri eş dost ile kaynaştı, hasret giderdi.

Öğleden önce Köy camiinde Mevlit okutularak, Öğle namazından sonra Köy konağı çevresindeki alanda misafirlere Pilav ve Ayran ikram edildi.
Pilav ikramının ardından Köy Muhtarlığı olarak ödüllü Güreş müsabakaları yapıldı. Güreşlerin en dikkat çekici yanı ise Minik güreşçilerin Yeşil sahada kıyasıya mücadele etmesi seyredenleri mest etti.
Güreşte başarılı olanlara ödülleri verildi.

Kaybak: MudurnuHaber

26 Haziran 2010 Cumartesi

İsmail Şahinbaş Yeküderi Ziyaret etti.

Fotoğrafçılık ve doğa sporlarına olan merakı ile bilinen İsmail Şahinbaş YEKÜDERİ ziyeret etti.


Fotoğrafın hayatınızdaki tanımınısını ise şöyle yapar "Çok zor bir tanımlama. 1989 yılından beri hiç ayrı kalmadık. Bir gün ayrı kalırsak hayatımdaki gerçek yerini öğreneceğim ben de.Belgesel, hayatınıza yeni eklediğiniz bir olgu. Fotoğraf makinesiyle yaşayanlarla kamera vizöründen bakanlar aslında aynı yolda ancak farklı kulvarlarda yürüyen kişilerdir. Yani hayatımın fark içeren bir safhası olmadı belgesel yapımcılığı." Diyen İsmail Şahinbaş Böylesi bir ilçede dernek faliyetini çok anlamlı bulduğunu ve her alanda böylesi çalışmaların olması gerektiğini bildirerek ayrıldı.

10 Haziran 2010 Perşembe

HACET BAYRAMI !

Köy Muhtarı Erol Cantürk, Yeniceşıhlar Köyünde geleneksel olarak her yıl yapılan Hacet Bayramının bu yılda 27 Haziran 2010 Pazar günü yapılacağını tüm dostları birarada görmekten mutluluk duyacaklarını ifade etti.

Muhtar Cantürk, Köyümüzde bu yıl açılan ve Bayram günü Sertifika töreni düzenleyecekleri Peynir Kursundan köylü olarak çok faydalandıklarınıda dile getirerek, kursun açılmasında emeği geçen Kaymakamımız ve Halk Eğitim Müdürümüze buradan bir kez daha teşekkür ederim dedi.


www.mudurnuhaber.com

30 Mayıs 2010 Pazar

Köyümüzde Peynir Yapımı KURSU !

Köyümüzde Mudurnu Kaymakamlığı ve Halk Eğitim Merkezinin desteği ile açılan Peynir Yapımı kursu köylü kadınlarımız tarafından yoğun ilgi gördü.




Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından organize edilen kursta Peynir çeşitlerinin nasıl ve ne şartlarda üretiminin yapılması gerektiği uygulamalı olarak gösteriliyor.


Kursta Bolu Tarım İl Müdürlüğü Ziraat Yüksek Mühendisi Şaduman Adil AYDIN eğitim verirken toplam 6 hafta sürecek kurs sonunda kursa katılanlara sertifika verilecek.




Köy Muhtarımız Erol Cantürk, Mudurnu Kaymakamlığı ve Halk Eğitim Merkezine kendilerinin başvurarak bu kursu açtırdıklarını ifade ederek yapılan bu çalışmada emeği geçenlere teşekkür ederim dedi.


Muhtaımız, Bolu il Tarım Müdürlüğünden eğitici olarak gelen Adil AYDIN dan çok önemli bilgiler öğrendiklerini, Peynir konusunda yıllardır doğru olarak bildikleri bilgilerin normalde çok yanlış olduğunu bu dersler sayesinde öğrendiklerini belirtti.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlandı !

11 Nisan 2010 Pazar

Sinan Cantürk / Teşekkürler Başkan !

Derneğimizin kuruluşundan bu yana büyük çaba sarfeden ve olumlu olumsuz bir çok zorluklarla karşılaşan Denek Başkanımızı buradan kutlamak isterim. Her türlü olumsuzluğa rağmen yılmadan buralara kadar getirdi. Bir çok kişinin bir heves uğruna sarıldığı derneğe Necdet Akay ve bir kaç kişinin dışın da inanarak destek çıkan olmadı ne yazık ki. Buna rağmen bir şeyler yapmaya devam eden Başkanı kutlamak istedim.

Buradan onu eleştirenlere bir kaç şey söylemek istiyorum. Her şeyden önce insan olmak böyle bir şey işte. Hiç bir çıkarı olamadan başkalarının mutluluğu için çaba harcamak erdemliktir. Hepimiz o köyde büyüdük, ne yalan söyleyelim, akşam olur anneler komşuya oturmaya, babalar kahveye oyun oynamaya, ya çocuklar... Haydi kendinizi düşünmediniz ya çocuklarınızı , çocuklarınızın geleceğini.. Bunun için mi herkes bir tarafa savrulmaya başladı, şapkamızı koyup önümüze tekrar dan düşünelim o Etüt salonunu en iyi şekilde nasıl değerlendirebiliriz. Çocuklarımız için akşamdan akşama soba yakıp ora da hep beraber ders çalışmalarını sağlamak için neler yapabiliriz de katkı sağlarız diye düşündünüz mü hiç. Hiç bir çıkarı olmadan , insanlığa katkı sunmak, onlar için bir şeyler yapmak her insanın harcı değildir. Bunun için teşekkür ediyorum Başkana..

6 Nisan 2010 Salı

Bolu'nun Mudurnu ilçesinde Kent Konseyi Toplantısı yapıldı.

Belediye Düğün salonunda yapılan toplantıya bir çok kişi katılırken, kent konseyi yönetim kurulu seçimi yapıldı.

Yapılan seçim sonra Kent Konseyi Başkanlığına Mehmet Cantürk seçildi.

Mudurnu Kaymakam Vekili Mutlu Köksal, ''Kent konseyi en aktif, en hareketli ve en güzel şekilde çalışmalarını gerçekleştirecek. Mudurnu için ortak fikir ve ürünleri belediye meclisine sunacak ve somut önerileri ile bizlere ve belediyemize daha güzel düşünme fırsatı sunacaklar. İnşallah kent konseyi aktif verimli bir çalışma içine girerek çalışmaları ile Mudurnu yakın zamanda meyvelerini toplamaya başlayacak'' dedi.

Kent konseyi toplantısına, Mudurnu Kaymakam Vekili Mutlu Köksal, Belediye Başkanı Mehmet İnegöl, daire amirleri, sivil toplum örgüt başkanları, siyasi parti temsilcileri ve muhtarlar katıldı.

21 Mart 2010 Pazar

TÜM KADINLARIMIZIN EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN.

İlk önce Emekçi kadınlar gününün kısa bir tarihçesini yazdım ve ardından kadının toplumdaki yeri ve sevgisi üzerine düşüncelerimi içeren yazımı sizlerle paylaşıyorum.

Bilindiği gibi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 8 Mart 1857'de Chicago'da yanarak ölen kadın tekstil işçilerinin anısına Clara Zetkin'in önerisi ile Dünya Emekçi Kadınlarına armağan edilmiş bir gündür.

Daha iyi bir yaşam koşulları için hayatlarını kaybeden bu kadınlar, kadınların eşit bir dünya taleplerini canlı tutmalarının temel dayanaklarından olmuştur.

8 Mart, Türkiye'de ilk kez 8 Mart 1921'de "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmış; 1975'de İlerici Kadınlar Derneği'nin çabalarıyla sokaklara taşınmıştır. 1977'de Birleşik Milletler'in 8 Mart'ı "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlamaya karar vermesinden sonra; Türkiye'de de 1980'lerden başlayarak, özellikle 1990'lardan bu yana 8 Mart farklı kadın kurumları tarafından çok daha yaygın olarak kutlanmaktadır.Sevgi yüce bir erişilmez büyüklük olup Bu erişmezliği kimi kez ben başaracağım dese de insan? Bir türlü bunu yaşayacak donanımlı, mükemmeliyetçi bir duygu bağıyla yakalayıp yaşaması neredeyse imkânsızdır. İçinde sevgiyi besleyen insan yüce onurlu bir insandır. Sevgiyi yüreğinden söküp insanların yaşamına feda edecek birileri çıkıyor kuşkusuz! Bu da bir türlü toplumsallaşmasını beraberinde getirmiyor. Sevgiyi anlamak gerekir. Enine boyuna tartışmak üzerinde durmak gerekir.

Sevgiyi en iyi bilen Kadın ( anne ) olup çocuğuna olan sevgisi, fedakârlı tutumu, Emeği insanlığa eşdeğerdir. Bu yüceliği Anne gösteriyor diye biliriz. Fedakârlık boyutu tartışılsa da sevgiye karşı annenin emeği çok büyüktür. Aynı zamanda Sevgi “insani” bir eylemdir. Sevgi salt iki cins arasında duygusallıktan ibaret Olmadığını, Ama neredeyse genel kavram içinde bunu böyle algılamak dayatıldı denebilir.
Kadının doğurganlığı insan (erkek) üzerinde etkisi çok büyüktür. Bunla da kalmayıp yaşama bakışı, üretkenliği, pozitif yönelimi ve yaratıcılık yeteneği Kadının (annenin) sevgideki yeri konumunu ortaya koyuyor. Aslında buna birçok güzelliklerde katılabilinerek zenginleştirebiliriz. Bir kaç örnek vererek biraz daha kadını Yanı anneyi tanımak bakımından etkili olacaktır sanırım. Toplum Kadının (Annenin) yaşamı anlaması önemsemesi ve toplumsallığını göz ardı etmemesi de. Göz önüne alması gereken bir gerçeklik? Tüm bunlar kadının toplumdaki Yerini Saygınlığını Yaşamda olması gereken konumunu Toplum tarafından belirlenip belirginleşmesi lazım. Toplumdaki biz insanların vurdum duymaz, kadına olan bakışımızı belirleyen şey içimizdeki sevgiyle alakalı olduğunu düşünüyorum.

Sevgiyi yüce tutacak tutumlardan Uzak durduğumuz İçin? Hem sevgi fedaileri denilen anneye hem de sevgiye temeli ve kökenine hakarettir. Sevgi insanın doğasında vardır. İnsanlar arasındaki bağın ne kadar gülcü olmasını su üstüne çıkaran Kuşkusuz sevginin ta kendisidir. Sevginin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanların var olmasıyla sevgide var olmuştur. . Kendimizi Yani bizi biz eden değerlerimizi yaşatan bağlılıklarımızı ayakta tutan içimizde ki sevginin muhasebesini yapmalıyız. Onun için sevgiyi mutlaka yaratıp, yaşamalıyız. Sevgi gökten zembille inen değil, insanların kendi aralarında yaratıp yaşattıkları güzel bir duygusallıktır.

Tüm Kadınların bu anlamlı gününü kutlarım!

Sinan...

11 Mart 2010 Perşembe

YEKÜDER / Emekçi Kadınlar Günü Kutlandı !

Yeniceşıhlar Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için büyük bir etkinlik düzenledi. Köyde ilk defa gerçekleşen bu etkinlikte kadınlar oturdu, erkekler servis yaptı.

Yeniceşıhlar Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği kadınları için ilk defa bu sene 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, büyük bir etkinlik düzenlediler. Etkinliğe Halkevi ve KESK'e bağlı bayan üyeler ve köy halkı katıldı. Halkın büyük bir yardımlaşma örneği gösterdiği etkinlikte, imece usulü ile pastalar, börekler hazırlandı. Kadınlar için hazırlanan bu etkinliğin en önemli özelliği ise, kadınların oturup erkeklerin hizmet etmesi oldu. Bu kareler kadınlar günü için hazırlanan bu etkinliğin en akılda kalıcı tarafı oldu. Yaklaşık 80 kişinin katıldığı kutlama, renkli görüntülere sahne oldu.

İlk defa bir köyde düzenlenen bu etkinlikten, katılan kadınlar son derece memnun ayrıldı.

6 Mart 2010 Cumartesi

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİĞİ


Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapması olarak kabul edilmektedir.

Bizler de Yeküder Ailesi olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde bir anma etkinliği düzenliyoruz.Bu etkinliğimize Tüm kadınlarımızı ve erkeklerimizi davet ediyoruz. Bolu'dan gelmek isteyenler için araç kaldırılacaktır.

8 Mart 2010
Yer : YEKÜDER ETÜT SALONU
Saat : 19:30

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİĞİ

20 Şubat 2010 Cumartesi

Bu kriz, AKP'ye yaramadı, YEKÜDER, MUDURNU

MEHMET ALİ BİRAND

CNN TÜRK Genel Yayın Yönetmeni
Yargı krizi, giderek iktidarın aleyhine işlemeye başladı. Hele, İktidar-TSK çekişmesi ile karşılaştırıldığı taktirde, durum daha iyi anlaşılabiliyor.Ak Parti’nin TSK ile sürtüşmesi başkaydı. Herşeyin başında, TSK’nın, bazı demeç ve tutumları, AKP’nin tehdit edildiği izlenimi doğuruyordu.Şimdi ise durum farklı.Yargı krizi çok soyut. Kamuoyu kimin ne yaptığını, kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu anlayamıyor. Yani, AKP bu defa mağdur durumda değil. Kamuoyunun bir bölümünde, tam aksine “yargıya hakim olmadığı, iyi yönetemediği” izlenimi giderek artıyor. Yaşanan karmaşayı biran önce durduramadığı taktirde, bu izlenimin daha da yaygınlaşması tehlikesi var.Özetlemek gerekirse, seçim öncesinde iktidarın elini çabuk tutması ve kavga yerine, durumu kontrol altına alması ve tartışmaları yatıştırması şart. Hele bu durumun kendilerine yaradığını düşünüyorlarsa, işte o zaman büyük bir hayal kırıklığına uğramaları işten değil.Bugünler kabadayılığın zamanı değil, aksine uyum ve sükünet gerekiyor.


Meslek hayatımın çifte taçlanmasını yaşadım...İnsanoğlu’nu en çok keyiflendiren, ona güç veren, teşvik eden en güzel gelişme, yaptıklarından dolayı ödüllendirilmesidir. Ödülün küçüğü-büyüğü veya önemlisi-önemsizi yoktur. Bir ziraat kooperatifi, bir enstitü veya bir lisenin verdiği ödül beni nasıl mutlu ederse, Haber Oscar’ı da insana aynı keyfi veriyor. Radyo ve Televizyon Gazetecileri beni iki ödülle taçlandırdı. Hem Kanal D Ana Haber, hem de CNN TÜRK Haber kanalının Genel Yayın Yönetmeni olarak, sorumluluğunu aldığım bu iki işin de ödüllendirilmesi beni inanılmaz mutlu etti. Meslek yaşamında böylesine iki hedefi birden başarmak, gerçekten herkese nasip olmuyor. Bu güzelliği bana yaşatan Kanal D ve CNN TÜRK ekiplerine teşekkür borcum var. Bana en güzel hediyeyi onlar verdiler.


Gündüz Gölönü, EKAV'daki setgisiyle döndü


25 yıldır Amerika’da yaşayan ressam Gündüz Gölönü Süzer Plaza’daki EKAV ART GALLERY’deki sergisiyle hayranlarına kavuştu. “Etimoloji-art” adlı sergide Gölönü, sanatının “tarihe dayalı bilimsel araştırmalardan yola çıktığını” söylüyor. Mitolojiden kahramanlardan tutun, “banyo serisi”, “tiyatro serisi” gibi eserleri görülmeye değer. Kaçırmayın!Sergiyi gezemeyenler www.ekavart.com adresinden resimleri görebilirler.


Hacı Şakir konağı


Sevgililer Günü aynı zamanda arkadaşım Emekli Büyükelçi Murat Sungar'ın da doğum günü. Bir taşla iki kuş vurmak amacıyla İstanbul'dan bir grup arkadaş, Ankara'dan onlar, orta yerde buluşalım, haftasonu geçirelim istedik. Araştırdık, soruşturduk, Mudurnu'da Hacı Şakirler Konağı’nda karar kıldık.İyi ki girmişiz.İstanbullu genç bir işadamına ait olan ve eski Turban’cı Mehmet Cantürk'ün işlettiği bu 6 odalı pansiyon 155 yıllık. Birde Yeniceşıhlar köyünde dağ evleri var. Cumartesi sizi öğle vakti dağ evlerinde ızgaralarla ağırlıyorlar. Akşam yemeği ve sabah kahvaltısı otelde. Yöresel yemekler nefis, tereyağ ki artık yemiyoruz! cennetlik..Mudurnu'da birde tarihi hamam var, onun da keyfine vardık. Zaten Mudurnu, kendi deyimleriyle "eski Safranbolu". Konaklar yavaş yavaş restore ediliyor .İstanbul'dan Mudurnu'ya Akyazı üzerinden gittik. Göynük üzerinden döndük. Oraya da bayıldık. Manzara, hele ilkbaharda enfes. Yollar daha yapılıyor. Göynük tarafı biraz meşakkatli, ama bitince harika olacak.


Müftü ile hoca aydın olunca...


Bir arkadaş grubuyla geçen hafta sonunu Mudurnu’da geçirdik. Bu böygeye hiç gitmemiştim şimdi ise aşık oldum. Tavsiye ederim, mutlaka gidin. İstanbul veya Ankara’dan kara yoluyla 2,5 saat sürüyor. Beni asıl şaşırtan¸Yeniceşıhlar köyü oldu. (www.yekuder.tk ) Sadece bir cennet değil, aynı zamanda bir model. Bizi oraya Mehmet Cantürk (Hacı Şakir Konağı işletmecisi) götürdü. Aydınlık, yemyeşil bir köy. Hele köyün ortasında, okul çağındaki çocuklar için yapılmıy bir kütüphane, bir bilgisayar ve bir de çalışma odasından oluyan bina var ki, hayran oldum. Tertemiz, düzenli. Çocuklar evlerine tıkılmak ve kahve köşelerinde oynamak yerine, akşam okul dönüşü bu sıcak yerde ders çalışıyor, internete giriyor ve kitap okuyor.Nejdet Akay (köyün kültür ve dayanışma dernek başkanı) anlattı. 40 haneli köy kendi parasıyla yaptırmış. 1970-80’lerde bu köydeki müftü ile imam’ın yadın kişiler olmaları sayesinde, tiyatro dahi oynayabilmişler. Ogün bugün de, gelenek bozulmamış. Muhtar Erol Cantürk’te, şimdiki imam da pırıl pırıl insanlar. Murat Sungar¸Caner Tunaman ile Yeniceşıhlar’a hayran kaldık.


Böyle bir istihbaratçıdan ne yarar gelir ki...


Ramazan Akyürek’i tanımadım. Çalışmalarını da değerlendirecek bir konumda değilim. Ben de sizin gibi, Akyürek’i gazetelerde çıkan haberlerden tanıdım. Özellikle de, Hrant Dink’in göz göre göre öldürülmesiyle sonuçlanan, ünlü “İstihbarat gaflarında” adı ön planda geçtiği için duyduk.Eskiden, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı idi.Hrant Dink cinayetinde, istihbarat bilgilerini yeterince değerlendiremediği için bir süre önce görevden alınmıştı. Bakanlık “takdir hakkını” kullanmış ve Akyürek’i başka bir göreve vermişti.Mahkeme, Bakanlığın başka bir gerekçe göstermediği ve sadece “ takdir hakkı” da gerekçe sayılamayacağı için, görevine dönmesi kararını verdi.Mahkemenin kararını tartışmıyorum, ancak kamuoyunda, Hrant Dink cinayetinde sorumluluk payı bulunduğu konusunda genel bir kanaatin oluştuğu, Bakanlığın iki defa görevden almak istediğini açıkladığı birinin şimdi nasıl “yararlı” olabileceğini soruyorum.Hem de, “İstihbarat Daire Başkanlığı” gibi, son derece önemli ve duyarlı bir görevde bulunan, ancak Bakanlığın-kamuoyunun güvenini kaybetmiş bir memurdan nasıl verim alınabilir ki...Düşünebiliyor musunuz, Bakan onu görmek dahi istemiyor... Medyada görevini doğru yapamadağına dair yazılar yazılıyor ve Emniyet Müdürlüğünün İstihbaratı, mahkeme kararıyla bu kişiye veriliyor.Olacak şey mi bu?Akyürek çok iyi bir istihbaratçı, çok sorumlu bir polis olabilir. Kişiliği ve yetenekleri de mutlaka mükemmeldir, ancak şu veya bu nedenle yaralanmıştır. Sıcağı sıcağına, göze sokarcasına sınıfta kaldığı bir işin başına getirilmemelidir.Doğru dürüst işleyen demokrasilerde, nice bakanlar, valiler veya müdürler hiç suçları bulunmasa dahi, kendi sorumluluk alanında çalışan kişilerin hatalarının kurbanı olmuş ve istifa etmek zorunda kalmışlardır.T.C. Devleti hala, Hrant Dink cinayetindeki suçunu kabullenmiyor. Hala, ihmaller dizisini görmek istemiyor. Bu da yetmiyormuş gibi, yaranın üstüne acı sos döker gibi Akyürek’ı eski görevine iade ediyor.Bu, hem sisteme, hem kamuoyu vicdanına, hem de Akyürek’e kötülük etmekten başka birşey değildir.

16 Şubat 2010 Salı

MEHMET ALİ BİRAND MUDURNU YA HAYRAN KALDI

Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı ve Kanal D televizyonu Haber Sunucusu Mehmet Ali Birand Hafta sonunu Eşi ve arkadaşları ile Bolu nun Mudurnu ilçesinde geçirdi.

Mehmet Ali Birand Bolu nun Mudurnu İlçesindeki Mudurnu Konaklarından Hacı Şakirler Konağında konakladı.
Birand ve beraberindekiler Yeniceşıhlar köyüne giderek burada Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra Traktörle Eski köye gezi düzenledi ve Piknik yaptılar.

Havanın yağışlı olmasına aldırmadan çevreyi gezen Birand ve arkadaşları Köyde oluşturulan YEKÜDER derneğinde bir mola vererek burada Köy bayanları ve Dernek yöneticileri ile sohbet edip, çalışmalarında başarılar dilediler.

25 Ocak 2010 Pazartesi

Beyinlerini ve yüreklerini aydınlatıyorlar

Okuma sevdası ve genç beyinlere kitap sevgisi aşılama azmi, gönüllü veli Necdet Akay'ı Mudurnu Yeniceşıhlar Köyü'nde bir okuma ve etüt çalışması yapmaya itmiş. Bunun için ilk önce bir dernek kuran köylüler, daha sonra köye bir kitap okuma odası kazandırmak için sıvamış kolları ve başarmışlar.

Mudurnu'nun Yeniceşıhlar Köylüleri 2008 yılında, Yeniceşıhlar Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'ni (YEKÜDER) kurmuşlar.

YEKÜDER'in Başkanı Necdet Akay, geçtiğimiz gün yaptığı basın toplantısında, derneklerinin doğuşu ve bugün geldikleri nokta ile ilgili olarak açıklama yaptı. Akay yaptığı açıklamada, “Öğrencilerimiz taşımalı eğitim sisteminin bir sonucu olarak, servisle her gün İlçe merkezine gidip geldikleri için, okul binamız atıl kalmıştı. Bakımsızlıktan harabeye dönmüştü. İçinde fareler cirit atıyordu. Çocuklarımız köye döndüklerinde evlerinde ders çalışacak, ödev yapacak ortamı bulamıyorlardı. Köylerde kışın bir odada soba yanar, onda da büyükler televizyon seyreder. Çocuklarımızın bu koşullarda kitap okuyup, kendilerini geliştirmeleri mümkün değildi. Anne ve babalarından, dersleriyle ilgili destek almaları da ebeveynlerin eğitim seviyeleri nedeniyle olanaksızdı. İşte biz bu noktada önce okul binamızı onararak işe başladık. Derneğimizin önderliğinde, köylümüzün ortak çalışması sonucu, okul binamızı çocuklar ve yetişkinler için 'Okuma ve Etüt Salonu'na dönüştürdük” dedi.

ÇOCUKLAR ETÜT SALONLARINA KOŞUYORLAR

Necdet Akay konuşmasını şöyle sürdürdü: “Etüt salonu köy halkının imece usulü çalışmasıyla, amacına uygun bir şekilde işlevini sürdürüyor. Okuldan eve dönen çocuklarımız, bir yetişkinin gözetiminde etüt salonuna koşuyorlar. Hem ödevlerini yapıyorlar, hem de Türk ve Dünya yazarlarının kitaplarıyla tanışıyorlar. Soğuk kış günlerinde sıcak, aydınlık, yardımcı ve kaynak kitapların bulunduğu salonda beyinlerini ve yüreklerini aydınlatıyorlar. Şimdilik bir bilgisayardan da yararlanma olanağı buluyorlar. Etüt salonumuz geçtiğimiz yıl, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nün himayesinde, okuma yazma bilmeyen yetişkinler için açılan okuma yazma kursuna da ev sahipliği yaptı.”

Mudurnu'ya gelen turistleri de köylerinde misafir ederek, ağırladıklarını belirten Akay, “Hafta sonları Mudurnu'ya gelen turistlere, dernek olarak köy kahvaltısı sunuyoruz. Böylece; hem köyümüzün yemek kültürünü tanıtıyor, hem gelir elde ediyor ve hem de köyümüzde açılan etüt salonunun insanlara örnek olmasını sağlıyoruz. Çocuklarımız da bu sayede, farklı yörelerden gelmiş vatandaşlarımızla tanışma, onlarla sohbet etme olanağına kavuşuyorlar. Hayata baktıkları pencere büyüyor, ufukları büyüyor” diye konuştu.


Kaynak : BoluGündem Gazetesi...

5 Ocak 2010 Salı

Yeküder Köye gelen Turistlere Köyde kahvaltı veriyor.

Köye Kahvaltıya gelen Turist gurubunun içinden Doç. Dr. Haldun Müderrisoğlu Köye Kahvaltı için geldiklerini ve çok beğendiklerini belirterek, özellikle köy halkının beraber mücadele etmesinin çok güzel olduğunu, böyle insanlar olduğu sürece ülkenin mutlaka ayakta kalmaya devam edeceğini belirtti.

Gurupta Köye kahvaltıya gelen Banu Baha Mühendisoğlu ise 2010 yılının ilk günlerinde yeni yıla Pozitif insanlarla, güzel mekânlarda çok keyifli zaman geçirdiklerini ifade etti.

Mühendisoğlu, Şehirleri güzel yapan doğasından ziyade kişileridir dedi. Köye kalvaltıya geldiklerinde Köydeki Misafirperverlik ve güleryüzlü sohbetler ve harika yemeklerin tadını unutmayacaklarını, belirterek bu mekânları dostları ile mutlaka paylaşacaklarını ifade etti.